Phases of Thought

Phases of Thought
Phases of Thought

14 Aralık 2010 Salı

Seksi Fotoğrafları için Tıklayınız!

2010 yılı Aralık ayının ilk haftaları, Wikileaks örgütlenmesinin web üzerinden Amerika Birleşik Devletleri’nin büyükelçilerinin görev yaptıkları ülkelerdeki gözlem ve bilgi toplama faaliyetlerini içeren “cable”ları yayınlamasıyla tarihteki yerini aldı. Yayınlanan belgelerin genelinde dikkat çeken detaylar, diplomatik yazışmalardaki hayran olunası ağır ve diplomatik İngilizce(bu en çok benim dikkatimi çekti o yüzden başa yazdım.), ülkeler içindeki siyasi havanın örneklerle gayet net bir şekilde anlatılması, son olarak da diplomatların dedikodu düzeyindeki ithamları ve kişisel yorumları. Ama burda benim dikkat çekmek istediğim konu Wikileaks’in “cable”larından uzun uzadıya bahsetmek değil. Zaten bu dokümanlar senelerce tartışılacak, siyasi üslup ve bilgi aktarımı konusunda ders olarak işlenecek.

Wikileaks sızdırmasından sonra daha da gözüme batan olay ise Türk Basını ve Okuru. Türk Basını bu konuda çok sessiz kaldı diyemem ama her zamanki gibi işin magazin tarafına daha çok ilgi gösterdi. Azerbaycan ile ince bir çizgi üzerinde ilerleyen ilişkilerimizi daha sarsacak olan Aliyev’in sözlerini ilk satırlardan verdiler önce. Sonra yıllardır her zaman tutan formüle geçtiler: Başbakanın İsviçre Bankaları’ndaki hesapları. Eski İçişleri Bakanı’nın mafya babası oğlundan, aynı bakanın sübyancılık ile itham edilmesinden çok bahsetmediler. Kaddafi’nin Ukraynalı hemşiresini, Azerbaycan’ın first lady’sinin estetik operasyonlarını, Nijerya hükümetini elinde tutan petrol şirketlerinden daha fazla duyduk. Türk Basını her zamanki gibi iktardaki güç belgeleri yalanladığı zaman üzerine gitmedi. Onun yerine moda olsun, reklam gelirleri artsın diye açtıkları web sitelerinden “Seksi Resimleri için Tıklayınız!” demeye devam ettiler. Ciddiyeti olmayan, sorgulamayan, ilkokul çocuğuna anlatırcasına resimli, wikipedia’dan aşırılmış açıklamalarla dolu haberlerine devam ettiler. Wikileaks sağlam sızdırdı, sızdırmaya da devam ediyor. Ama bizim medyamız çoktan unuttu Wikileaks’i. Yumurta haberlerine geçtiler. Yumurta haberi derken öğrencilerin protestolarından bahsetmiyorum. Öğrencilerin protestolarında kullandıkları yumurtadan bahsediyorum. Basınımız yumurtanın faydalarından, milli geliri artan toplumumun aylık ne kadar fazla yumurta alabileceğinden bahseder oldu. İktidarın parmağıyla gösterdiğinin resmini çekmeye devam ediyorlar.

Türk okuruysa bu noktada ikiye ayrıldı. İkiye ayrıldı ama tam ortadan değil. Gayet de azınlıkta olduğunu sonradan farkettiğimiz grup harıl harıl sağdan soldan “cable”lara ve haberlere ulaşıp başkalarına iletmeye çalışıyorken büyük bir çoğunluk ise alışık olduğu üzere seksi resimlere tıklamaktaydı. İlk gün çevremdeki bir kaç insanla birlikte ben de açıklanan belgeleri ve dijital çağın kahramanı ilan edilen Julian Assange’ı ilgiyle takip ediyordum. Ülkemle ilgili “cable”lar açıklanmaya başladığında okuduklarımla artan sinirim, lanet okumalarla artıyordu.Kafamda akşam eve gidince Wikilekas’ten sızan belgelerle ilgili soruların yöneltildiği bakanların hızla arabalarına ilerleyeceğini yorum yok diye artizlik yapacaklarını canlandırıyordum. Başbakanın sinirden kızarıp “yalan yalan Ergenekoncuların işi bu!...” diye kendini kaybetmesini umuyordum. Ama noldu basın toplantısı sırasında gayet sakin bir şekilde iletti basın sorusunu, Başbakan:”Hepsi açıklansın bakarız.” Dedi. Bakanın birisi “Yalan dolan iftira bunlar” dedi. Çok emin değilim ama sanırım aradan biri “Ergenekon, İsrail, komplo” kelimelerini içeren saçma cümleler kurdu. Vatandaşın biri de Wikileaks’in Fenerbahçe için çok önemli bir transfer olduğunu uzun uzun anlattı.

Wikileaks bir noktada dünya devletlerine ayna oldu. Oldukları gibi gösterdi liderleri kendilerine. Kapılar arkasında tahmin edilenleri kapının önünde sergiledi. Ama bizde oluşan hissiyat: “Bu muydu? Ben biliyodum bunu yaaa!”dan öteye geçmedi. Türk Basını Julian Assange için tecavüz davası açan bayanların seksi fotoğraflarına ulaşarak dünya medyasına da çok anlamlı bir ders verdi. Ama bunlar içinde beni en çok kaygılandırıp aynı anda da güldürerek acayip duygu formlarını bir arada yaşatan Star Tv’nin röportajıydı.

Şu sıralarda Wikileaks ve bu olayların yüzü olan kişi Julian Assange aleyhinde dünya üzerinde yıpratma kampanyası sürüyor. 2011 yılında çok büyük bir Amerikan Bankası hakkında belgeler açıklayacağını duyuran Wikileaks’e her taraftan darbeler inmeye devam ediyor. Paypal, Mastercard, Visa, Everydns, Amazon.com, Post Bank ve son olarak mirror adreslerini sayfalarından kaldıran Wikipedia baskılara dayanamayıp Wikileaks’le yaptıkları işleri durduranlar.

Ama olsun biz yine de seksi resimleri için tıklayalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder