Phases of Thought

Phases of Thought
Phases of Thought

14 Aralık 2010 Salı

Çok Sosyal Ağlar

Sosyal ağ denilince aklımıza ilk olarak Facebook gelir, ardından daha “cool” kesim Twitter’ı düşünür. İşi biraz daha bilen Youtube der, Stumbleupon der, örnekleri de Facebook öncesinde ve sonrasında sayılamayacak kadar çoktur.

Sosyal ağlar her türlü paylaşımı mümkün kılan şeylerdir aslında. Twitter anlık düşüncelerimizi, Youtube sevdiğimiz ya da kendimize ait videoları, Stumbleupon sevdiğimiz ya da yararlı olan siteleri paylaşmamızı sağlar. Facebook ise her şeyi paylaşmamızı sağlar, öne çıkmasını sağlayan etkeni budur. Yonja gibi çöpçatanlık siteleriyle, forumlarla temelleri atılmıştır Facebook’un. Sonunda da Mark abimizin abazanlık canına tak edince Amerikan üniversitelerinde patlamıştır.

Ne kadar da asil duyguların sitesidir Facebook. Neleri paylaşırız Facebook’ta? Her gün yan yana çalıştığımız insanlara göstermediğimiz, belki de normal şartlar altında bazı insanların görmesinden hoşlanmayacağımız resimlerimizi sadece adımızı bilen arkadaşlarımızın arkadaşlarına kadar gösteririz. Akrabamızın düğününde alkolden coşan kuzenimizin videosunu ona sormadan yükler herkes görsün diye “tag”ler herkes izlesin, merak etsin diye de “çok süper vidyo izlemeyen bin pişman, kuzi coşmuşsun walla haqsjhdhaad” şeklinde yorumlar yazarız.

Sadece resim video paylaşmakla olmaz tabi, dostlar “face”te görsün diye muhtemelen başka arkadaşların paylaştığı köşe yazılarını sanki ilk biz okumuşuz gibi, “çok kültürlüyüm ben, aykırıyım ben” demek istercesine yapıştırırız profilimize. Amaçsızca, kıyıdan köşeden muhtemelen ekşisözlük’ten apardığımız fıkraları gösteririz tüm can dostlarımıza.

Aslında tüm paylaşımlar başlamadan önce Facebook’un asıl amacına farketmeden hizmet etmemiz gerekir. Kendimiz hakkında kişisel bilgilerimizi açık etmemiz gerekir. Facebook merak eder. Kaç yaşındasın? Nerede çalışıyorsun? Hangi okulda okudun? Ne zaman mezun olacaksın?.... şeklinde uzayıp giden sorularla müşteri olarak profilimizi hazırlar. Aslında biz Facebook kullansın diye vermeyiz bu bilgileri, amaç; eşin dostun, yıllardır görmediğimiz ilkokul arkadaşlarımızın Avrupa’nın en güzel şehrinde yaşadığımızı bilmesidir. Herkes iş ararken en güzel işlerden birinde, patron havasında parlak bir geleceğimiz olduğunu milletin görmesidir. Unutmadan doğum günümüzü de yazalım ki tam olsun, sonra kimse hatırlamazsa naparız di mi?
Facebook; ülkemiz gençleri için kesinlikle yapılmış en mükemmel icat. Avrupa Birliği vatandaşları kadar kullandığımız, dünya da kullanıcı aktivitesi sıralamasında ilk 5’te olduğumuz çılgınlık.

Facebook bağlantı haritası tam olarak ne kadar aktif olduğumuzu gösteriyor:



Neyse “@lunch” yazayım da “status”uma şefim öğle yemeğine gittiğimi anlasın, son attığı e-mail’la şimdi uğraşamıcam...




1 yorum:

  1. güzel yazı olmuş fawkes. hemen kapatıyorum facebooktaki hesabımı.

    YanıtlaSil