Phases of Thought

Phases of Thought
Phases of Thought

21 Ocak 2011 Cuma

2011'de IMKB-2- & Amiral batıyor mu?

Önceki yazımda belirttiğim kötü senaryo gerçekleşti ve yabancıların banka kağıtlarına gelen satışlarıyla endeks uzun vadeli alt trend desteğine doğru çekildi. Önceki yazıda verdiğim grafiği güncelleyerek, şimdi ki duruma bakalım:





Haftalık IMKB100 grafiğinde gördüğümüz gibi, destekten gelen önceki tepki yetersiz kaldı ve endeks trend desteğinin geçtiği ~64500 seviyesine doğru çekildi. Bugün MB'nin faiz indirme kararı bile yabancıları durdurmadı ve satışlar devam etti. 64500 seviyesinin kırılıp kırılmayacağına bakacağız bundan sonra, eğer ki kırılırsa:

Bu durumda aşağıda çok önemli tarihi destek olan 200 günlük hareketli ortalama (üstel) izlenmeli. 200 günlük h.o'nun önemini görmek için, 2005-2011 imkb-30 grafiğine bakalım:



Yeşil çizgi 200 günlük h.o'yu gösteriyor. Görüldüğü gibi yeşil çizginin aşağı geçilmesi kriz demek, 2008 Ocak ayında çizgiyi aşağı kıran u-30, 2009 martında yukarı kırıp ralliye başlamış ve bugüne kadar aşağısında kapanış yapmamış. Aralık ayındaki satış dalgasında destekten öpücük aldıktan sonra (desteğe değip yukarı fırlamıştı) satışlar kesilmiş ve tepki başlamıştı. Yeşil destek u-30'da 76500'den geçiyor, bu seviyenin u-100'deki karşılığı ise 62500-62000.

Özet strateji olarak 64500 desteği takip edilmeli eğer ki kırılırsa, 200 günlüğün geçtiği imkb100 'deki 62500-62000 aralığı takip edilmeli. Bu seviyenin aşağısında tası tarağı toplamak gerekebilir.

Ben 200 günlüğün kırılacağını sanmıyorum. Bu satışlar yabancıların banka kağıtlarını baskılayıp endeksi düşürürken, nisan-mayıs aylarında %10-15 temettü verecek sanayi hisselerini ucuzdan toplama çabası olabilir. Son 1 ayda %2 yükselen imkb'ye karşın yüksek temettü veren tüpraş %15, türk traktör %32, türk telekom %8 ve ford'un %12 yükselmesi bu tezi destekliyor. Not : Bu hisselerin halka açık kısmının %80-99 arası yabancıların elinde :)

Yabancılar tamam yeterli malı topladık deyip artık ucuzlamış bankalara döndüğü vakit endeks de yükselişe geçecektir.

Önceki yazıda önerdiğim ekgyo ise bir ayda %28 prim yaptı ve endeks de düzelirse daha da yükselmesi muhtemel (2b yasası, ali sami yen ihalesi , bilanço beklentileri mevcut).

Son olarak imkb'nin Amiral hissesi işc'ye bakarsak:



Teknik olarak oldukça kötü durumda. Yuvarlak içine aldığım omuz-baş-omuz formasyonu yaptıktan sonra boyun çizgisinin de geçtiği 200 günlük h.o'yu aşağı kırmış ve satışlar sertleşmiş. Bu durumda aşağıda ilk destek 4.90 olarak gözüküyor (endeks'te karşılık geldiği yerde muhtemelen 200 günlük h.o olacaktır). Bu seviyelerden tepki verip 200 günlüğün üstüne atarsa (5.45), yukarı hareket hızlanır aksi durumda satılıp aşağıdaki destekelere inmesi beklenebilir.

Belki de plan 200 günlüğe kadar satıp oradan sert tepki yapmak araya da bir not artırım haberi sıkıştırıverdiler mi işlem tamam. Ya da seçim öncesine kadar sürecek 50-55 binlere kadar bir satış.

Bekleyip görücez..

19 Ocak 2011 Çarşamba

Vergiler ve Ali Ağaoğlu Üzerine

Vergiler doğrudan ve dolaylı vergiler olmak üzerine ikiye ayrılır. Çok kabaca ifade etmek gerekirse kişisel gelir ve şirket kârı gibi vergiler doğrudan vergi; KDV ve ÖTV gibi sermayeden veya kişisel gelirden alınmayan, satın alınan ürünler ve hizmetler vasıtasıyla ödenen vergiler ise dolaylı vergilerdir.

Vergilerle her şeyden önce devletin harcamaları finanse edilir. Devletin yol, eğitim, sağlık gibi harcamaları esas olarak vergilerle karşılanır. Vergiler devletin ekonomik hayata doğrudan müdahalesidir. Maliye politikasının devletin harcamalarını ve gelirlerini belirlemekten başka gelir dağılımı düzeltmek gibi bir işlevi daha vardır. Zaten Norveç, İsveç gibi sosyal demokrat refah devletlerini yaratan da uygulanan gelir dağılımını düzeltici maliye politikalarıdır. Gelir vergisi, kurumlar vergisi gibi doğrudan vergiler artırılır ve buradan gelen gelirle eğitim, sağlık gibi hizmetler toplumun her ferdine bedava sağlanırsa ; gelir dağılımı bozuklukları azaltılır, insanlar insan olduklarından dolayı hak ettikleri yaşam standartlarına daha rahat ulaşırlar.


Türkiye'de ise durum tam tersidir. Egemen olan dolaylı vergilerdir. Zenginden, parası olandan vergi almayan, teşviklerle zengini daha zengin eden devlet ; gelirinin ezici kısmını doğrudan vergiler kanalıyla geniş halk kesimlerinden sağlar. Bir tarafta çöpten ekmek toplayanlar vardır, diğer tarafta ise Ali Ağaoğlu gibi parayı nereye sokacağını bilmeyenler vardır. Bu durum bilinçli tercihlerin sonucudur. Devlet toplumdan veya onu oluşturan bireylerden kopuk bir yapı değildir. Devlet aygıtı her zaman egemen sınıfların aracı olmuştur. Bugün de bu konumu sürdürmektedir. Halktan topladığını zenginlere aktarmaktadır. Onun için Ali Ağaoğlu gibi adamlar 120.000 TL'ye yatak alırlar.