Phases of Thought

Phases of Thought
Phases of Thought

7 Mart 2011 Pazartesi

Kurbanlar ve Gözbantları

Nereye gitmeye başladık, bilmiyorum? Yanlış mı yapıyorum? Kimseye bir zararım dokunmamıştır herhalde? En azından benim düşüncem bu. Borcum varsa, zararım varsa, ödemeye dünden hazırım. Nedir bu üzerine gelinmesi insanın? Benim farklı olmam, tehlikeli olmam anlamına gelmez ki. Senin sevdiğin adamı sevmiyorsam bana beğendirmen gerekmez ki. Belki ben adamın davranışlarını samimi bulmuyorum. Sen hizmet veriyor diyorsun, ben soygun görüyorum. Ben senin dediğini kabulleniyorum, sen niye kabullenemiyorsun?

Çok mu bozdular seni? Fazla mı takıldın aptal kutularına? Gerçi kendi kutularına bağımlı yaptılar. Kırmızı bant çekmişler, makaslamışlar, bizi düşünmüşler. Yahu sana ne? Beni annem o kadar düşünmüyor. Bana sordun mu sansürü? Ben istiyor muyum yasakları? Sen niye istiyorsun yasakları? Bir şeyden mi korkuyorsun? Var ki bir korkun, engelliyorsun. Ama nafile. Bu milletin istiklal marşında yazar "bendimi çiğner taşarım" diye. O engeli de yıkarlar. Nitekim yıktılar. Sen de engelinle taşak konusu olarak kaldın.

İstediğin kadar bant çek gözlere. İnsan bir kere buldu mu ışığı o karanlıkta peşinde koşar. İyi de olsa, kötü de olsa koşar işte. Çünkü geniş bir perspektifte yetişmemiş insan, daraltmışsın. Sınıf ayrımı yok diyorsun, televizyonda oynayan dizilere bir bak. Irk ayrımı yok diyosun, bir iki fabrikayı gez, inşaatları gez, çalışan profiline bak. Dil ayrımı yok diyorsun, bi güneydoğuya in, gez biraz ortalığı. Perspektifini sınırlayarak kontrolünü daraltmayı kolay bulmak gayet doğal, önemli olan zaten kolayı değil zoru başarabilmek. Tüm Türkiye'yi kucaklamak demek %47'i yi kucaklamak değil, demokrasi palavran bu kavramı tam karşılamaz. İsterse %90 seni seçsin bu ülkede, sen bu gücün arkasına sığınıp %10u eziyorsan, istersen gel beni bedavaya zengin et, hala aciz kalacaksın gözümde.

Benim gözüme bant çekmeye çalışıyorsun ama zamanında başkalarının çekmeye çalıştığı bantları gördü bu gözler. Görmese de hisseder artık bünyem. Ve az kaldı diyor. Geliyor sessiz bir uyanışın çığlıkları kulağıma. İnsanlar artık sorguluyor "neden?" diye. Hala koyunlar var elbet, ister benzinlerini 10 tl yap, ister maaşından aldığın vergileri çıkar %40'a. Değirmenin yönünü araştırdıkça bu millet, senin temiz görünen yağlı sularını görecek. "Dürüst" siyasetinin sonu geldiğinde, hala millete "dokunulmazlığın sonunu" vaat edebilecek misin? Yoksa düğünden toplayıp yaptığın serveti bohçalayıp kaçıp gidecek misin?