Phases of Thought

Phases of Thought
Phases of Thought

29 Ağustos 2010 Pazar

Gökdelenleri boydan boya içine alan beyaz yakalılar

Kart bir lisans mezunu olan ben. Gerek mezuniyet öncesi gerekse mezuniyet sonrası birçok iş görüşmesine gittim. Bir çok trajikomik olayla karşılaştım. Hatta bir aralar aklımda “iş görüşmelerim” adı altında bir blog oluşturmak ve gelen reklam gelirleriyle aynı anda gelen topu klas bir voleyle doksana asmak istedim. İlk gittiğim iş görüşmesini hatırlıyorum. Uzun bir yol sonrası sıcak bir yaz günü takım elbisem sırılsıklam bir gökdelen-ofisin resepsiyonuna atmıştım kendimi. Lavaboya gitmem gerekiyordu. Kendileri bana yardımcı oldu. Lavaboya girdiğimde burnuma baharatla karışık bok kokuları geldi. İşte o günden beri üzerim bok kokuyor. Bu koku kahveyi bile saat yönünde karıştırırken ve kıravatını düzeltirken emrini yudumlayan(Redd 21, 2009) ofis çalışanlarının boklarını bastırmak için sıkılan baharatın kokusuydu. Nedendir bilmem ama bütün ofis gökdelenlerin tuvaletleri böyle kokar. Altındaki insanları ezip egolarını tatmin eden yöneticilerin, emeklerinin üçte birini vergi ödemek için sarf eden-doğuda bir damla bile vergi alınamazken- ofis çalışanlarının, özel hastanelerde şirketin ona sağladığı özel sigorta ile “ssk” lı olduğu için profesörler tarafından bakılmayan hastaların bir adım önüne geçen, aldığı parayla böbürlenen insanların bok kokusu... Geçen sene tanıştığım birisi bana liseli yöneticisinin gazabından kurtulmak için tekrar akademik hayata dönmek istediğini söylemişti. Eğitim hayatının son demlerini yaşayan ve stokholm sendromuyla tecavüzcüsüne tutkulu bir “ben” in tek avuntusu işte bu kardeşimin serzenişiyle gökdelenlerin sıvandığı boklardır. Boku gül kokan bi çare insanları tenzih ederim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder